Risâletü’n-Nushiyye Neşirlerinin Tenkitli Neşir Nazariyesi Açısından Değerlendirilmesi, Sadık Yazar (02.03.2022)

Kitap Kültürü Konuşmaları serisinin ikincisi olan “Risâletü’n-Nushiyye Neşirlerinin Tenkitli Neşir Nazariyesi Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı sunum, 2 Mart 2022 tarihinde çevrimiçi platformda alana meraklı araştırmacıların katılımıyla düzenlenmiştir. Gülsüm Gülsev Şanver’in takdimi ile başlayan program, İstanbul Üniversitesi’nden Kadir Turgut’un moderatörlüğünde İstanbul Medeniyet Üniversitesi öğretim üyesi Sadık Yazar’ın sunumu ile devam etmiştir.

Risâletü’n-Nushiyye, mesnevi şeklinde yazılmış 600 beyitlik bir risâle olup Yûnus Emre’nin seyr-i sülûk ehline öğütlerini içermektedir. Sadık Yazar, Risâletü’n-Nushiyye neşirlerinin tenkitli neşir kuramıyla değerlendirilmesi meselesini ve bunun kitap kültürüne etkilerini değerlendirmeye çalışmış ve bu hususta yeni önermelerde bulunmuştur. Yazar, Yunus Emre’nin eserlerinin bize kadar geliş sürecinin tamamlanması gerektiğini vurgulayarak böylece bu hikayelerin içeriklerinin düzenlenebileceğini önermektedir. “Bize ne geldi/ ne getirilmek istendi?” sorusuna cevap verebilmek ümidiyle nüshaları hala incelediğini belirtmiştir.

Sadık Yazar, sunumunun ve araştırmasının amacını belirttikten sonra sunumunun yedi aşamadan oluşacağını ifade etmiştir. Bu doğrultuda, ilk olarak Yunus Emre çalışmaları, teşekkür ve ilmin gelişmesinde tenkidin önemi, ikinci olarak Risâletü’n-Nushiyye’nin neşirlerinin tanıtımı, üçüncü olarak Risâletü’n-Nushiyye’nin neşirlerinde müellif metnine ulaşma çabası, dördüncü olarak nüshalar arası ilişkilerin belirlenmesinin önemi ve usul bahsi, beşinci olarak çalışmanın amacı/ne yapıldığı, altıncı olarak verilerin paylaşımı üzerinde duracağını ve son olarak sonuç kısmıyla sunumunu noktalayacağını belirtmiştir.

Yunus Emre çalışmalarını zikrettikten sonra ilmin birikerek devam etmesi ve bunun layıkıyla süregelmesi için şüpheyle yaklaşılması gerektiğini söyleyen Yazar, Risâletü’n-Nushiyye neşirlerini yapan araştırmacılardan bahsetmiştir. Neşrin temel amacının müellifin nüshasına ulaşmak olduğunu ifade ettikten sonra bunun emek israfı olup olmadığı ve ne derece başarılı olduğu üzerinde durmuştur. Nüshalar arası farklılıkların oldukça önem taşıdığını ve nüshaları ciddi bir analize tabi tutmanın asıl nüshaya ulaşmakta en önemli etken olduğunu aktarmıştır.

Sadık Yazar, temel sorularını belirterek karşılaştırma ve analize dahil edilen nüshaları dinleyicilere aktarmıştır. Nüsha farklılıklarını veri tabanında göstermiş ve verdiği örnekler sonucunda çok farklı iki Yunus’un ortaya çıktığını iddia etmiştir. Bu veri tabanını versiyon ve varyant olarak temelde ikiye ayıran Yazar, oluşan iki versiyonun adeta iki ayrı esere dönüşecek mahiyette olduğunu belirtmiştir. Müellife daha yakın nüshaları ortaya çıkarmak için oluşturulan veri tabanını; nüshalar, başlık ve beyit farkları, oranlar ve özgünlük sıralaması yaparak bu alanda çalışacak araştırmacılara metod örneği vermiştir. Veri tabanındaki örneklere de değinen Yazar, en eski nüshayı Fatih nüshası olarak belirlediğini aktarmıştır.

Sadık Yazar son olarak en eski olduğunu düşündüğü beş nüsha üzerinden Risâletü’n-Nushiyye neşri yapan Tatçı ile kendi neşrinin karşılaştırmasını yaparak önemli farkları ifade etmiştir. Küçük bir tercihin bile neleri değiştirebileceğini neşir farklarıyla örneklendirerek göstermiş ve birden fazla Yunus’un ortaya çıktığını vurgulayarak “hangi Yunus?” sorusunu sormamız gerektiğini belirtmiştir. Yunus’a ulaşabilmek için, zora talip olmamız gerektiğini, farklı disiplinlerin dahil olduğu bir ekip ile her bir şiirin müstakil olarak ele alındığı titiz bir sürecin gerekliliğini vurgulayarak sunumu sonlandırmıştır.

Katılımcıların teşekkürleri ve soru cevap kısmıyla sona eren program yeni yapılacak çalışmalar için ufuk açıcı olmuştur.

 

Metin: Fatma Sakınmaz