Remizler:

1.  Sahh
 (صح) 

Sempozyum afişlerinde kullandığımız “sahh" remizi, kelime anlamıyla “sahih, uygun, doğru" demektir ve Osmanlı bürokrasisinde sadrazamın onay remizi olması yanında daha erken dönemlerden itibaren yazma eserlerde kullanılmıştır. Metindeki bazı kelimelerin diğer nüshalarla karşılaştırılması sonucu, doğruluğunu ve güvenilirliğini ifade etmek amacıyla derkenar olarak "sahh" remzi eklenirdi. Bu işaret, karşılaştırma yapılmış olan nüshaların daha güvenilir olduğunu belirtirdi.

"Sahh" işaretinin yazma eserlerde bundan başka kullanımları da mevcuttur. Müellif nüshası olan yazma eserlerde, yazar sonradan eklediği bilgilerin doğruluğunu göstermek için bu işareti kullanırdı. Ayrıca müstensihler, atladıkları metin ve ibareleri sayfanın kenarına yazdıktan sonra "sahh" işareti ekleyerek, bu bilgilerin doğruluğunu onaylarlardı. Bazı durumlarda ise "minhü" (منه) ibaresi kullanılırdı. Diğer taraftan, bazı yazmalarda "sahh" işareti sadece "sâd" harfiyle de ifade edilirdi. Vakfiye ve diğer bazı belgelerin suretlerinde ise bu işaret her sayfaya konulurdu. Bu işaret, metnin gözden geçirildiğini ve daha güvenilir nüshalarla karşılaştırıldığını gösteren önemli bir doğruluk simgesi olarak kabul edilirdi.


Kaynak: Mehmet İpşirli, "Sah," TDV İslâm Ansiklopedisi, cilt 35 (2008): 490-491.

 

2. Minhu (منه): 

Panel afişlerinde kullandığımı minhu remizi ise Arapça'da "ondan" anlamına gelmektedir. Kelimenin çoğulu olan minhüvat da bu notları ifade etmek için sıkça kullanılır.  

Bu remiz yazma eserlerin kenarında yer alan notlardan müellife ait olanları ifade etmek üzere notun sonuna konulan bir kısaltmadır. Ancak kimi zaman derste hocanın söylediklerini not eden öğrenciler tarafından veya müellifin diğer eserlerinden alınarak da yazılmış olabilir. Genellikle Osmanlı dönemine ait yazmalarda görülen ve Acem kültürüne ait olduğu anlaşılan bu notlar, metin içerisinde kapalı kalan bazı hususları açıklamak, ilave bilgiler vermek, çeşitli itirazları gündeme getirmek veya cevaplamak gibi farklı sebeplerle kullanılmaktadır. Mesela o günün telif geleneğine göre metin içinde kendisinden üstü kapalı bahsedilen kişilerin adlarını metin kenarında vermek Dürer haşiyelerinde sıkça rastlanan bir minhüvat türüdür. Bazı yazma eserlerin sonunda ise minhüvât kayıtlarının konuyu açıklamak için müellif tarafından konulduğu ifade edilmektedir.


Kaynak: Orhan Ençakar, Osmanlı’da Şerh-Haşiye Geleneği “Dürer Haşiyeleri Örneği”,  Osmanlı’da İlm-i Fıkıh Alimler, Eserler, Meseleler, İSAR, 2017, 80-117.

 

3. Mukabele İşaretleri: Belega (بلغ) ve Daire 


Kitap Kültürü Konuşmaları programlarının afişinde kullandığımız “belega” ve Güncel Kodikoloji Çalışmaları programları için kullandığımız “daire” remizi bir nüshanın mukabele edildiği anlamına gelen işaretlerdir. 
Hadis rivayetiyle ilgili metinlerde sıkça karşılaşılan daire işaretinin en eski mukabele işaretlerinden biri olduğu kabul edilmekte olup bu hadislerin rivayetinin caiz olduğuna delil oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra ilk mukabelede dairenin içi boş bırakılıp ikinci mukabele sonrasında dairenin içerisinde nokta konulması da uygulanan pratiklerdendir. Mukabele işleminin tamamlanmasından sonra dairenin içerisine nokta konulması hadis kitaplarında sıkça tekrarlanan bilgiler arasındadır. 
Metnin mukabelesi akabinde nüshanın hangi varağına kadar mukabele edildiğine de işaret eden “belega” ifadesi de birçok farklı şekilde kullanılmaktadır. Mukabelede en çok kullanılan ifade “belega”dır. Bu ifadeyle benzer işlevi göre “kûbile” ifadesine de bazı nüshalarda rastlanmaktadır. 

Kaynak: Adam Gacek, Arapça El Yazmaları İçin Rehber, terc. Ali Benli, M. Cüneyt Kaya, İstanbul: Klasik Yayınları, 2020. s. 240.

             

 

4. Matlab (مطلب):

Konferans afişlerinde kullandığımız "matlab", yazma eserlerin veya kanun maddelerinin dikkat çeken kısımlarına eklenmekte olup "öğrenme isteği uyandıran, öğrenilmeye değer konu, önemli mesele, ehemmiyetli madde" anlamına gelmektedir.Bu notlar, sayfa kenarlarına yazılarak metindeki önemli noktalara vurgu yapılmaktadır. Ayrıca, sayfa içerisindeki bir hususa dikkat çekmek veya sayfayı özetlemek amacıyla da kullanılmaktadır.

Kaynak: Berin U. Yurdadoğ, Kitaplıkbilim Terimleri Sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu, 1974.
Abdulkerim Abdulkadiroğlu, “Edebiyatta Metodoloji Açısından Elyazmaları ve Nadir Eserler Üzerine Notlar I.”, Kültürümüzden Esintiler, Ankara: Akademi Kitabevi: 1997,  s. 540.

 

5. İlah (الخ):

Yazma-Kitap Kültürü Metin Okumaları programının afişlerinde kullandığımız “ilah” remzi, “ilâ âhirihî” olarak kullanılan arapça terkibin kısaltılmış versiyonudur. “Sonuna kadar”, “diğerleri de böyledir” anlamlarına gelmektedir.  

Kaynak: Resimli Kamûs-ı Osmânî, c.1, s.109; Lugat-ı Remzi, c.1, s. 110.

 

6. Temmet (تمت)

Çalıştay programlarımızın afişlerinde kullandığımız “temmet”, istinsah kayıtlarında nüshanın çoğaltma işinin tamamlandığını gösteren fiillerden birisidir. “Temmet” fiili bir metnin başında kullanıldığı gibi tek başına da kullanılabilir. Tek kullanıldığı örneklerde “mim” harfinin bu fiile çeşitli şekillerde eşlik ettiği görülmektedir. Fiilin tek kullanım örneklerine bir metnin ya da bir şiirin tamamlandığı kısımlarda da rastlanmaktadır. Mecmûalar söz konusu olduğunda bu örneklerin sayısı artmaktadır. 

Kaynak: Sami Arslan, Osmanlı’da Bilginin Dolaşımı: Bilgiyi İstinsahla Çoğaltmak, Ketebe Yayınları, İstanbul, 2020.  s. 154.

 

7. Mühimm (مهم)