İsmail E. Erünsal İle Söyleşi II: Osmanlılarda Kitap Ticareti: Sahaflar ve Kitapçılar (09.02.2022)
FSM Yazma Eserler tarafından düzenlenen söyleşi serisinin ikincisi 9 Şubat 2022 tarihinde çevrimiçi platformda ilgili araştırmacıların katılımıyla gerçekleşmiştir. Program, İsmail E. Erünsal’ın Osmanlılarda Kitap Ticareti: Sahaflar ve Kitapçılar adlı eseri üzerine olmuştur.
Programın moderatörlüğünü Kenan Yıldız üstlenmiş olup açılış konuşmasını Sami Arslan yapmıştır. Arslan, İsmail E. Erünsal’a teşekkür ederek sözlerine başlamıştır. Ardından İslam telif geleneğindeki ibrazat türünden ve bunun Osmanlılarda Kitap Ticareti: Sahaflar ve Kitapçılar adlı eser ile ilişkisinden bahsedip sözü Kenan Yıldız’a bırakmıştır. Yıldız’ın kısa bir takdiminin ardından sözü Erünsal almıştır.
Söyleşinin ilk bölümünde Erünsal, yabancıların (gayrimüslimlerin) diğer meslek gruplarında aktif olmasına rağmen sahaflık mesleğini yap(a)mamaları hususuna değinmiştir. Erünsal, müslümanların kitabı kutsal kabul etmesi ve kutsal kabul edilen kitaplara gayrimüslimlerin dokunmasını istememeleri gibi nedenlerin müslümanların sahaflık yapmasında etkili olduğunu ifade etmiştir. Buna ek olarak kitap ticaretinin başladığı dönemlerde gayrimüslimlerin dini kitapları satmamak şartı ile sahaflık mesleğini icra etmesine izin verildiğini de belirtmiştir.
Erünsal, konuşmasının ilerleyen kısmında kadıların sahaflık alanındaki rolü üzerinde durmuştur. Kadıların mülazemet beklerken belli bir dönem işsiz kalmalarından ve yapabilecekleri en itibarlı mesleğin de sahaflık olmasından söz etmiş, sahafların müşterilerinin de daha çok ilmiye sınıfından olduğunu belirtmiştir. İlmiye sınıfı mensubu müşterilerinin de medrese öğrencileri, müderrisler ve bürokratlar olduğunu ifade etmiştir.
Söyleşinin ikinci kısmında 19.yüzyılda sahaflık mesleğinin klasik formdan çıkarak sahaf matbaacılar, sahaf kitapçılar, kitapçı yayıncılar olarak üç ayrı evreden oluştuğu belirtilmiştir. Bu yeni formun II. Mahmud ve Abdülhamid zamanında gerçekleştiğini belirten Erünsal, bunun nedeninin eğitim sisteminin değiştirilmesi ve medreselerin yaygınlaştırılması olduğunu dile getirmiştir. Sahafların yeni durum karşısında talebi karşılayamaması sonucu matbaanın sisteme dahil edildiği ve böylece sahaf matbaacıların oluştuğunu ifade eden Erünsal, bunun yanı sıra kitap basma sayısındaki artışın sahaf kitapçıların, basılan kitapların dağıtılmasının ise kitapçı yayıncıların ortaya çıkmasına sebep olduğunu belirtmiştir.
Akabinde, 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra yayınevlerinin ortaya çıkışından söz eden Erünsal, sahaf ve yayınevi arasındaki farklara da değinmiştir. Sahafların, medrese talebelerinin, bürokratların ve ulemanın istediği kitapları bastığını; yayınevlerinin piyasayı tanımasından dolayı yeni- genç kuşağa hitap ettiklerini belirtmiştir.
Yabancıların kitapları tesadüfi bir biçimde değil aksine bilinçli bir şekilde topladıklarının üzerinde duran Erünsal, bu kitapların büyük ölçüde müellif nüshası, eski tarihli, nadir-tek nüshalardan oluşan seçme kitaplardan oluştuğunu dile getirmiştir. Bu durumun Osmanlıdaki yansımasını da ele alan Erünsal; Fazıl Ahmed Paşa, Feyzullah Efendi, Veliyüddin Efendi isimlerinin üzerinde durmuştur.
III. Ahmed ve Şehid Ali Paşa’nın yabancılara kitap satışına getirdiği kısıtlamalara da dikkat çeken Erünsal, Kuran-ı Kerim ve dini kitaplar haricinde yabancılara kitap satışının serbest olduğunu, kısıtlamalar sonrasında bir değişiklik meydana gelmediğini aktarmıştır. Ancak belirli dönemlerde sahaflar gayrimüslimlere kitap satışının yasak olduğunu ifade ettikleri için gayrimüslimlere satılan kitapların ücretleri de artmaktadır. Bunun yanı sıra gayrimüslim kitapçıların 1495’ten itibaren kitap basmaları, özellikle Yahudilerin kitap basımındaki yoğunluğu ve bu kitapların satışı da bu konuşmada gündem edilmiştir.
Söyleşinin üçüncü kısmında Osmanlı dönemi yazı malzemelerinin üzerinde durulmuştur. Yazı malzemelerini kitabına sonradan eklendiğini ifade eden Erünsal, kendisinin mürekkep üzerine yazılmış literatürü taradığından bahsetmiştir. Bu hususta medeniyetler arası geçişlerin bulunduğunu ve mürekkebin Osmanlılara Memlüklerden intikal ettiğini aktarmıştır. “Osmanlılarda kullanılan mürekkep is mürekkebidir.” tanısını ele alan Erünsal, is mürekkebinin demir ile karıştırılarak kuvvetlendirilmiş bir mürekkep olduğunu belirtmiştir. Mürekkebin kuvvetlendirilmesinin nedenini ise yazının silinmesini engellemek ve yazıyı daha kalıcı hâle getirmek şeklinde açıklamıştır.
Söyleşinin dördüncü kısmında kitabın eksikleri ele alınmıştır. Erünsal, çalışılması gereken konuların altını çizmiştir. Kütüphane koleksiyonları hakkında çalışmaların yapılabileceğini söyleyen Erünsal, Fazıl Ahmed Paşa Koleksiyonunu örnek olarak vermiş ve ardından koleksiyonların kodikolojik unsurları ve konuları açısından incelenmesi gerektiğine dikkat çekmiştir.
Söyleşinin son bölümünde kitabın önsözünde de yer alan, bir eserin tekrar baskısında dikkat edilmesi gereken hususlara ve kullanılan kaynaklara değinilmiştir. Buna ek olarak kitabın yazımında terekelerin rolünden bahseden Erünsal, 3500’e yakın sicil defteri taradığını ve bunların çoğunluğunu terekelerin oluşturduğunu ifade etmiştir.
Alanın önemli hocalarının soru ve katkıları ile devam eden söyleşi, katılımcılardan gelen soruların cevaplanması ile sona ermiştir.
Metin: Sena Emanetoğlu