Balkanlarda Kültürel Mirasın Yeniden İnşası: Teşan Kütüphanesi Yazma Eser Kataloğu, Yaşar Aydemir - Sadık Yazar (12.01.2022)

FSM Yazma Eserler Merkezi’nin Kataloglama Konuşmaları serisi “Teşan Kütüphanesi Yazma Eser Kataloğu” başlığı altında 12 Ocak 2022 tarihinde gerçekleşti. Yunus Emre Enstitüsü ile ortak düzenlenen etkinlikte Balkanlarda Kültürel Mirasın İnşası projesinin amacı, hedefleri, kapsamı ve elde ettiği başarılar konuşuldu. Sami Arslan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen programda projenin yürütme kurulu üyelerinden Yaşar Aydemir ve Sadık Yazar konuşmacı olarak yer aldılar.

Konuşmasına bölgenin geçtiğimiz yıllarda savaşlar sebebiyle kaybettiği yazma eserlere dikkat çekerek başlayan Yaşar Aydemir, projenin çıkış noktalarından birinin; yıllar içinde tahrip olmuş, savaşlardan, bakımsızlıktan tamir ve bakıma ihtiyaç duyan eserlerin bir daha kullanılamayacak hale gelmesi tehlikesine karşı bu eserlerin bakımının yapılması ve kataloglandıktan sonra dijital ortama aktarılarak araştırmacılara sunulması düşüncesi olduğunu belirtti.

Projenin ana merkezinin Bosna Hersek olduğunu ifade ederek konuşmasına devam eden Aydemir, Bosna’dan başlayarak Kuzey Makedonya, Hırvatistan, Arnavutluk, Kosova, Karadağ ve Sırbistan dâhil olmak üzere bu yedi Balkan ülkesi için de çalışmaların devam ettiğini vurguladı. Yaşar Aydemir, projenin ilk adımının bu bölgelerde yazma eser bulunduran kütüphanelerin tespit edilmesi ve söz konusu kütüphanelerde henüz kayda geçmeyen eserler ile kayda geçtiği halde elde mevcut olmayan eserlerin belirlenmesi olarak açıkladı. Bu noktada her ülkede aynı ilerlemeyi kaydedemediklerinin de altını çizen Aydemir, örnek olarak Karadağ’ı gösterdi ve burada istenen çalışmaların personel sıkıntısı ve ilgili ülkeyle yaşanan iletişim problemleri nedeniyle yürütülemediğini aynı şekilde Sırbistan ve Arnavutluk’ta da hedeflenen bütün aşamaları tamamlayamadıklarını dile getirdi.

Konuşmasının devamında öncelikli amaçlarından birinin, daha önce başka kurumlarca bakımı üstlenilmemiş ve uzun zamandır ihmal edilmiş kütüphaneler olduğunu söyleyen Aydemir, çalışmaların uzun zamandır titizlikle yürütüldüğü Bosna Hersek’i işaret ederek, on bin el yazmasının bulunduğu Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’nin ve Tarih Arşivi’nde bulunan üç yüze yakın yazmanın kendilerinden önce başka vakıflarca çalışıldığını bu nedenle buralarda yalnızca depolama ve kalan eserleri dijitalleştirme konusunda malzeme desteği vermekle yetindiklerini belirtti. Hırvatistan arşivlerinde ise oldukça nitelikli eserlerin bulunduğunu ve bu eserlerin şimdiye dek iyi muhafaza edilmiş oldukları için tamire ihtiyaç duymadıklarını dile getirerek Aydemir burada da dijitalleştirmeye odaklandıklarını söyledi.

Projenin devam ettiği süreç içerisinde bu bölgelerde yazma eser uzmanlığı bağlamında eğitimli insan ihtiyacını da fark ettiklerini vurgulayan Yaşar Aydemir, bu konuyla ilgili bazı merkezlerde yazma eser atölyeleri açarak bölgeye kalıcı desteklerde bulunduklarını ve yeni araştırmacıların eğitimleri hususunda ülkemize de davet edildiklerini, yazma eser ve Osmanlı Türkçesi konusunda dersler verdiklerini dile getirdi.

Sadık Yazar ise konuşmasına katalog hazırlamanın öneminden bahsederek başladı. Katalog hazırlama sürecinde olan araştırmacıların literatüre hâkim olması gerektiğinin altını çizen Yazar, bu noktada katalog üzerine çalışan kişilerin eksik eserlerle karşılaştıklarında eldeki bilgiler üzerinden daha fazla araştırma yaparak olabildiğince çok bilgi toplama çabasında olmasının hazırlanan kataloğun niteliğini arttıracağını vurguladı.

Projenin en önemli aşamalarından biri olan kataloglama aşamasında görev alan Sadık Yazar, Teşan Kütüphanesi’nin kataloglama verileriyle ilgili açıklamalarda da bulundu. Bu sayısal verilerin ardından koleksiyon içerisinde en eski ve nadir diyebileceğimiz eserlerden bahseden Yazar, Arap harfli Boşnakça eserlerin özel bir çalışma alanına konu edilmesi gerektiğini, koleksiyonda altı adet bu tarz eserin yer aldığını dinleyicilerle paylaştı ve söz konusu koleksiyonda bulunan eserlerin ilimler tasnifine göre dağılımına baktığımızda bu eserlerin Balkanlara özgü bir literatürü yansıtıp yansıtmadığının araştırılmaya muhtaç bir konu olduğunu da ifade etti.

Konuşmanın son bölümüne gelindiğinde proje kapsamında dijital ortama aktarılan eserlere Türkiye’den de erişimin sağlanabilmesi adına Yunus Emre Enstitüsü’nün özverili olarak çalıştığını belirten iki konuşmacı, soru-cevap bölümündeki bilgilendirici açıklamalarıyla programı sonlandırdılar.

Metin: Nurdan Şahin