“Kuyûdât: Yazma Eserlerde Bireysel ve Toplumsal Hafızaya Dair İzler” Uluslararası Sempozyumunun Ardından
FSMVÜ Yazma Eserler Merkezi ve Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) iş birliğinde TÜBİTAK’ın desteğiyle 16-18 Mayıs 2024 tarihlerinde düzenlenen “Kuyûdât: Yazma Eserlerde Bireysel ve Toplumsal Hafızaya Dair İzler” başlıklı sempozyum, akademisyenler, uzmanlar, araştırmacılar ve öğrencilerin yoğun ilgisi ve katılımıyla sona erdi.
Tarih, edebiyat, İslami ilimler, tasavvuf ve coğrafya gibi pek çok farklı disiplinden akademisyenin yazma eserler ekseninde kuyûdât meselesini ele aldığı sempozyum, İSAM Konferans Salonunda Zekeriya Kurşun’un selamlama ve Ertuğrul Ökten’in açılış konuşmalarıyla başladı. Zekeriya Kurşun bir tarihçi olarak el yazmalarının temel başvuru kaynaklarından biri olduğuna ve el yazmalarına yaklaşımın geçmişten günümüze oldukça farklılaştığına dikkat çekerek; geçmişte araştırmacıların kuyûdâtı görmezden gelmesi ve sadece metne yoğunlaşmasının bazı noktaların gözden kaçmasına sebep olduğunu belirtti. Geçmiş çalışmaların kuyûdât kavramı göz önünde bulundurularak güncellenmesi gerektiğinin altını çizen Kurşun, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi olarak böyle bir sempozyumu düzenlemekten mutluluk duyduklarını ifade etti.
Zekeriya Kurşun’un ardından FSMVÜ Yazma Eserler Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Ertuğrul Ökten, FSMVÜ Yazma Eserler Merkezini temsilen yaptığı açılış konuşmasında merkezin kuruluşundan bu yana akademik anlamda kısa denecek bir sürede çalıştaylar, atölyeler, okuma grupları, paneller, Kitap Kültürü Konuşmaları serisi ve Yazma Eser Sempozyumlarının ilki olan Sebeb-i Telif sempozyumu ile başarılı çalışmalara imza atıldığını ifade ederek bu başarı grafiğinin Uluslararası Kuyûdât Sempozyumu ile ivme kazanması temennisinde bulundu.
Sempozyum Onur Konuğu François Déroche
Kuyûdât Sempozyumu, selamlama konuşmalarının ardından onur konuğu François Déroche’nin “A Path with Many Crossroads. The Escorial Manuscripts and Their Notes” başlıklı açılış konferansıyla devam etti. Déroche, yazma eserler bilimine ait genel bir ders niteliğindeki konferansında Madrid’deki El Escorial Manastırı Kraliyet Kütüphanesinde yer alan Arapça elyazmaları koleksiyonundan hareketle kuyûdât kavramını ele aldı. Kuyûdâtın metin temelli çalışmalarda ve tarihsel araştırmalardaki önemine dikkat çeken Déroche, Escorial koleksiyonundan seçtiği önemli kuyûdât örneklerini dinleyicilerle paylaştı. Seçtiği örneklerden hareketle kuyûdât kavramının kuramsal bir çerçevesini çizmeye çalışan Déroche, kendisine yöneltilen soruları içtenlikle cevapladı.
Bir Kuyûdât Tasnifi Mümkün mü?
Sempozyumun ilk oturumunda Selim Karahasanoğlu’nun moderatörlüğünde Kadir Turgut, Berat Açıl ve Sami Arslan’ın tebliğleri yer aldı. Kadir Turgut, derkenar kayıtlarının metne aidiyetini Nizâmî’nin Leylâ vü Mecnûn adlı eserinin nüshaları üzerinden sorguladığı sunumunda derkenarların göz ardı edildiği çalışmaların metnin anlamlandırılmasında eksiklik yaratacağını ifade etti. Berat Açıl’ın eylem temelli bir kuyûdât tasnifi teklif ettiği sunumunun ardından; Sami Arslan, yazma eser kayıtlarını fonksiyonları açısından sınıflandırmayı amaçladığı tebliğini sundu. Sami Arslan ve Berat Açıl’ın kuyûdât kavramını farklı açılardan tasnif denemeleri katılımcılar tarafından ilgiyle takip edildi ve oturum sonundaki soru-cevap bölümünde teklif edilen bu tasnif türleri tartışıldı.
Öğle yemeğinin ardından sempozyumun ikinci oturumu Abdulhamit Kırmızı’nın moderatörlüğünde Mehmet Kalaycı, Özgen Felek ve Elif Oğuz’un sunumlarıyla devam etti. Mehmet Kalaycı’nın tebliğinde Laleli Koleksiyonu içerisinde yer alan ve bir şahıs kütüphanesi olma özelliği taşıyan Muahammed es-Seriyy’e ait kitaplar ve bu kitaplardaki temellük kayıtları ele alındı. Özgen Felek, Bill Hickman ile birlikte hazırladığı tebliğinde Bektaşilik araştırmalarıyla tanınan ünlü müsteşrik John Kingsley Birge’ün Yale Üniversitesi bünyesindeki Beinecke Nadir Eser ve Kitap Kütüphanesinde muhafaza edilen Türkçe yazma eserlere düştüğü notları ele alarak modern denebilecek bir devre ait kayıt örneklerini dinleyicilerle paylaştı. Aynı oturumda yer alan Elif Oğuz’un Tarikatçı Emir’in kayıtlarıyla ilgili sunumu ise bir âlimin not tutma ve kaydetme macerasını ele alması açısından ilgi çekiciydi.
İhsan Fazlıoğlu’ndan İstinsah Anekdotları
Sempozyumun ilk gününün son oturumu İhsan Fazlıoğlu’nun moderatörlüğünde Münzir Şeyhhasan, Recep Gürkan Göktaş ve Rukiye Rahmet Demireşik’in tebliğleriyle devam etti. Münzir Şeyhhasan, Râgıb Paşa Kütüphanesi hâfız-ı kütübü ve 18. yüzyılın çok yönlü âlimi İbrâhîm el-Halebî’nin Râgıp Paşa koleksiyonundaki eserlere bizzat düştüğü notlardaki mukabele kayıtlarına, nüsha karşılaştırmalarına dair bilgilere ve el-Halebî’nin şahsi okuma pratiklerine dikkat çekerek bir âlimin tuttuğu kuyûdâtın çeşitliliğine ve el-Halebî ile Râgıp Paşa arasındaki hamilik ilişkisine vurgu yaptı. Recep Gürkan Göktaş, tebliğinde 12-13. Yüzyıla ait el yazması eserlerdeki hadis cüzlerini başlıklandırma geleneği üzerinden, yazma eserlere düşülen kayıtları ele aldı. Rukiyye Rahmet Demireşik ise müsteşrik Gerlof van Vloten’in (1866-1903) İstanbul’dan yazma eser toplamasını; topladığı yazma eserleri Eşref Zühdü isimli ya da lakaplı bir müstensih ile anlaşarak istinsah ettirmesini ve istinsah ettirdiği eserleri daha sonra orijinal nüshayla bizzat karşılaştırarak mukabele ve sonrasında da tahkik etme sürecini ele aldığı tebliğinde kuyûdât kavramının yazma eser çalışmalarına dair metodolojideki kritik konumuna dikkat çekti. Demireşik’in sunumunda zikrettiği el yazması eserlerin profesyonel olarak istinsah ettirilmesinin yakın döneme kadar Türkiye akademisinde de var olduğunu belirten İhsan Fazlıoğlu, kendi öğrencilik ve asistanlık yıllarında el yazması eserlerin mikrofilmine ya da dijital kopyalarına erişim olmadığı için pek çok hocanın el yazması eserleri kendilerine ait bir kopya olacak şekilde bizzat istinsah ettiklerine dair anekdotlar anlattı.
Sempozyumun ikinci günü Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Ayasofya Yerleşkesinde Aslıhan Gürbüzel’in moderatörlüğünde Muhammet Sacit Kurt, Büşra Sıdıka Kaya ve Muhammed Enes Topgül’ün sunumlarıyla başladı. Kuyûdâtın biyografi yazımındaki önemini Saçaklızade Muhammed Efendi’nin biyografisi üzerinden ele alan Muhammet Sacit Kurt, yazma eserlere düşülen kayıtların müelliflerin biyografilerinin aydınlatılmasında ne denli önemli olduğunun altını çizdi. Büşra Sıdıka Kaya, İbn Hacer ve Abdülbâsit el-Malatî’nin eserlerinden hareketle kuyûdât kavramının Memlük tarihi çalışmalarına katkısına dikkat çekerek; farklı coğrafyalardaki kayıtların Osmanlı coğrafyasındaki kayıt örnekleriyle karşılaştırılmasına katkı sağladı.
Kuyûdât ve Sansür
Sempozyumun beşinci oturumu Ayşe Tek Başaran moderatörlüğünde Nimet İpek, Elif Sezer Aydınlı ve Alpaslan Fener’in sunumlarıyla devam etti. Nimet İpek, Ayasofya Kütüphanesi'ndeki Hacı Beşir Ağa ve Tiryaki Mehmed Paşa'nın tahrip edilmiş mühürlerini ve mülkiyet notlarını ele aldığı sunumunda, 18. yüzyıl güç ilişkilerini ve iktidar ile elit sınıf arasındaki etkileşimi kitap mülkiyeti üzerinden irdelemeye çalıştı. Elif Sezer Aydınlı, 18. ve 19. yüzyıl İstanbul’unda Hamzanâme, Anternâme ve Ebûmüslimnâme konulu el yazmalarının kenarlarına düşülen kıraat notlarını ve çizimleri ele aldığı sunumunda; söz konusu eserleri okuyan, dinleyen ya da bu yazmalara sahip kişilerin kıraat notlarını düşme gayelerini ve bu notlardaki oto-sansür denebilecek ihtar, yazıların üstünü çizme ya da kapatma gibi uygulamaları ele alarak Osmanlı toplumuna dair sosyal kodların izini sürdü. Alpaslan Fener ise tebliğinde; Nuruosmaniye Kütüphanesinde bulunan Mîrhând’ın Ravzatü’s-Safâ adlı eserinin ünlü Timurlu sultanı Hüseyin Baykara’ya aidiyetiyle ilgili şüpheli bir temellük kaydını inceleyerek; kaydın sahteliğini tarihsel veriler ışığında ispat etmiş ve sahte temellük kayıtlarının var olma sebeplerini tarihsel gerekçeleriyle irdeledi.
Ayasofya’nın Gölgesinde Öğle Yemeği ve Uluslararası Katılımcılar
Yoğun geçen sempozyum programı Ayasofya Camiinin yanı başında yer alan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Ayasofya Kampüsünün tarihi atmosferinde ikram edilen öğle yemeğinin ardından altıncı oturumla devam etti. Tuncay Başoğlu’nun modaratörlüğündeki bu oturumda Tamer el-Gebali, Orhan Ençakar ve Salih el-Ezherî’nin sunumları yer aldı. Tamer el-Gebali, temellük kayıtları ve diğer kayıtlar üzerinden inşa etmeye çalıştığı Abdulbaki bin Fazlullah’ın biyografisine dair yeni bilgilerden oluşan tebliğini Arapça sundu. Orhan Ençakar’ın tebliği 15-17. asra ait Hanefi fıkıh ve usûl-i fıkıh eserlerine düşülen kuyûdât üzerinden bu eserlerin bilgi ve kaynak değerini sorguladı. Salih el-Ezherî, tebliğinde Mısır Milli Kütüphanesindeki kuyûdât bilgilerine yer verilen katalog çalışmalarından bahsetmiş ve bundan sonra yapılacak tüm el yazması kataloglamalarının kuyûdât bilgilerini de içerecek şekilde hazırlanmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Tuncay Başoğlu’nun Arapça sunumları Türkçe olarak özetlediği bu oturumun sonunda dinleyicilerden katılımcılara Türkçe ve Arapça sorular yöneltilerek yazma eser çalışmalarının farklı ülkelerdeki güncel seyrine dair bilgi sahibi olundu.
Mustakim Arıcı’nın moderatörlüğündeki yedinci oturumda Fatih İbiş ve Mehmet Emin Güleçyüz’ün tebliğleri yer aldı. Fatih İbiş tebliğinde iyi bir kitap koleksiyoneri olan Cârullah Efendi’nin şahsi kütüphanesindeki bir Şerhu’l-Makâsıd nüshasının derkenar kelam notlarından hareketle; kuyûdât kavramının önemine ve kapsamına dikkat çekti. Mehmet Emin Güleçyüz ise tebliğinde Sadreddin Konevî’nin Miftahu’l-Gayb adlı eserinin ve bu esere yazılan şerhlerin kuyûdâtından hareketle nazarî tasavvuf literatürünün Osmanlıdaki dolaşımına dair tespitlerine yer verdi. Bir metnin dolaşımının kuyûdât üzerinden tespit edilebileceğine dair referanslar sunan Güleçyüz’ün fikirlerine Mustakim Arıcı, Ertuğrul Ökten ve Sami Arslan da katkıda bulundu.
Sempozyumun son günü Özgen Felek’in moderatörlüğünde Elif Derin, Halil Işılak ve Noshad Rokni’nin sunumlarıyla başladı. Elif Derin, zahriye kavramını bir kuyûdât mahalli olarak değerlendirmiş ve Âşir Efendi Koleksiyonundaki yazmaların zahriyelerinden hareketle bu iddiasını örneklendirdi. Koleksiyondaki tüm zahriyelerin excell formatında dökümünü tutan ve sayısal verileri dinleyicilerle paylaşan Elif Derin’in metodolojisi yazma eser çalışmalarıyla ilgili istatistiki verilerin saptanabilmesinde iyi bir mikro-model teşkil etti. Halil Işılak ise tebliğinde Gazalî’nin İhyâü Ulûmi’d-Din nüshalarının zahriyelerine Şii alimlerin düştüğü notları ele aldı ve mezhep farklılıklarından dolayı Safevi etkisindeki İran coğrafyasında Sünni mezhebini temsil eden İhyâ’ya sansür uygulandığını; Şii âlimlerin ise bu sansürü yıkabilmek için bazı İhyâ nüshalarında Gazalî’yi Şii gösterme çabalarını örnekleriyle birlikte göstererek; toplumsal yapı, iktidar ve ilmi bürokrasi arasındaki ilişkiler ağını kuyûdât ekseninde açıklamaya çalıştı. Noshad Rokni, İngilizce yaptığı sunumunda Tahran’da bizzat çalıştığı Malek Kütüphanesinin yazma eser koleksiyonunu ele aldı ve bu koleksiyonda yer alan kuyûdât hakkında bilgi vererek; Malek Kütüphanesi koleksiyonu hakkında kuyûdâtlı bir katalog hazırlama projesi üzerinde çalıştıklarından söz etti.
Ulemâ, Koleksiyonerler ve Kuyûdât
Sempozyumun dokuzuncu oturumunda Ertuğrul Ökten moderatörlüğünde; Fatma Kaymakçı, Munir Drkic ve Şenol Saylan’ın sunumları yer aldı. Fatma Kaymakçı ve Rukiye Kaymakçı’nın hazırladığı tebliğde İbnülemin Mahmud Kemal’in İstanbul Üniversitesine bağışladığı kitap koleksiyonundaki el yazması eserlerde yer alan kuyûdât, ayrıntılı olarak incelenerek; son döneme ait önemli bir koleksiyonerin kitapla kurduğu ilişki değerlendirildi. Munir Drkic’in sunumunda Osmanlı döneminde Bosna coğrafyasında telif ve istinsah edilen Tuhfe-i Şâhidiler hakkında bilgi verildi; bu eserlerin çok dilli yapıları ve bu çok dilli eserlere düşülen farklı dillerdeki kuyûdât unsurları dil-kültür ilişkisi bağlamında incelendi. Şenol Saylan, Çaykaralı Numanzâde ailesinin yazmalarını ve bu yazmalardaki kuyûdâtı yakın okuma tekniğiyle inceleyerek taşrada yaşayan bir ulemâ ailesinin notları üzerinden merkez-taşra entelektüel ilişkiler ağını ortaya koydu.
Kuyûdât ve Disiplinlerarası Çalışmalar
Sempozyumun onuncu oturumunda Recep Gürkan Göktaş’ın moderatörlüğünde Eyüp Öztürk, Esra Aksoy ve Fatih Yücel’in sunumları yer aldı. Eyüp Öztürk, 19. yüzyıl Osmanlı ulemasından Filyozî adlı bir âlimin kıyamet ahvaline dair derlediği bir mecmuanın derkenar notlarından hareketle Filyozî’nin apokaliptik görüşlerini ve kaynaklarda hakkında pek bilgi bulunmayan bu âlimin bilinmeyen yönlerini ortaya koymaya çalışarak kuyûdâtın tarihsel verilere ışık tutma işlevine değindi. Esra Aksoy ve Elif Akdin Önder tarafından hazırlanan tebliğde ise 17. yüzyıl Osmanlı hekimbaşısı Hayatizâde Mustafa Feyzi Efendi’nin beş farklı risaleden oluşan ünlü tıp kitabı er-Resâilü’l-müşfiyye li’l-emrâzi’l-müşkile’sinin bir nüshasındaki derkenar notları söz konusu edildi ve bu notlardaki Arapça Farsça anatomi terimlerine karşılık arkaik Türkçe kelimelerin önerilmesine dikkat çekilerek kuyûdâtın farklı disiplinlerdeki araştırmacılar için ne kadar önemli veriler sunduğunun altı çizildi. Fatih Yücel ise tebliğinde Azmî-yi Gedûsî’nin Kitâbü’l-Hiyel adlı eserindeki bir derkenar notundan hareketle hamilik ilişkileri, ithaf kavramı ve bir müstensihin esere müdahale alanını ele aldı.
Kuyûdâttan Fal Bakmak
Sempozyumun son oturumunda Ali Emre Özyıldırım’ın moderatörlüğünde, Gamze Mutlu, Göker İnan ve Sadık Yazar’ın sunumları yer aldı. Gamze Mutlu, Cihânnümâ’daki minhü bilgilerinin kullanım amacı ve işlevselliklerini dilbilimci bakış açısıyla ele aldı ve kuyûdâtın farklı disiplinlere veri kaynağı sunmasına dikkat çekti. Göker İnan ve İsmet İpek tarafından hazırlanan tebliğde ise bazı el yazmalarında varakların en üst kısmında birer derkenar örneği olarak yer alan fal, öngörü, tavsiye ya da kehanet içeren tefeül cümleleri ele alındı ve birer kuyûdât örneği olan bu cümlelerin bireysel bir merakın ürünü mü yoksa ortak bir toplumsal hafızanın ürünü mü oldukları meselesi tartışıldı. Sadık Yazar tarafından sunulan sempozyumun son tebliğinde ise Köprülü Fazıl Ahmed Paşa Koleksiyonundaki yazma eserlerde var olan minhü notları ve temellük kayıtlarının edebi değerinden hareketle kuyûdât kavramının edebi bir değerlendirmeye dâhil edilip edilemeyeceğim meselesi gündeme getirildi.
Değerlendirme Oturumu ve Teşekkür
Kuyûdât Sempozyumu, Mustakim Arıcı’nın moderatörlüğünde Hatice Aynur ve Mehmet Kalaycı’nın kıymetli görüşlerini sundukları değerlendirme oturumuyla sona erdi. Hatice Aynur tüm oturumları ve tebliğleri tek tek değerlendirdiği konuşmasında sadece kuyûdât kavramına odaklanan uluslararası bir sempozyum yapılmasının dahi elyazmaları çalışmalarının geldiği noktanın görülmesi açısından çok önemli bulduğunu; bu sempozyumun yeni yapılacak araştırmalar için ufuk açıcı olduğunu ve el yazması kataloglamalarının artık kuyûdâtı içerecek şekilde hazırlanması gerektiğine dikkat çekerek; sempozyumun hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Mehmet Kalaycı da Sempozyum Düzenleme Kurulu üyesi olarak; sempozyumun titiz hazırlık sürecinden, tebliğlerin değerlendirilme aşama ve kriterlerinden söz ederek; üç gün boyunca sunulan birbirinden değerli tebliğlerin disiplinler arası çalışmalara alan açmakla birlikte sadece el yazmaları alanındaki yeni çalışmalara da yeni birer metodoloji sunduğuna dikkat çekerek sempozyumda emeği geçenlere teşekkür etti.
Metin: Nesibe Yazgan Uslu