''Temellük Kayıtları Atölyesi'' Başarıyla Tamamlandı

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Yazma Eserler Uygulama ve Araştırma Merkezi 2022-2023 yılı Yazma Eser Kültürü Atölyeleri serisinin üçüncüsünü yazmaların metin dışı unsurlarından olan “temellük kayıtları” üzerine gerçekleştirdi. Atölye, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Sami Arslan ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Mehmet Arıkan’ın moderatörlüğünde, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin Ayasofya Yerleşkesi’nde düzenlendi. Akademinin birçok uzman ismiyle yapılan toplantılarda, temellük kayıtlarında hangi kavramların kullanıldığı, hangi ifadelerin yer aldığı, bununla birlikte temellük çeşitleri incelenmiştir.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Sadık Yazar tarafından “Temellük Kayıtları Kültür Tarihi Araştırmalarında Hangi Sorulara Cevap Verir?” adlı açılış konuşması ile temellük kayıtlarına dair atölye başladı. Konuşmada, temellük kayıtları üzerinden yazılan aile tarihlerini ve Osmanlı ilmiye sınıfına mensup kişilerin mülkiyet kayıtları üzerinden bir kültür tarihi okuması yapılabileceğini belirtti. Atölye boyunca Sadık Yazar’ın yanı sıra, Kadir Turgut, Boris Liebrenz, Fatma Esmanur Koç, Berat Açıl, Mehmet Kalaycı, Fatma Kaymakçı, M. Fatih Çalışır, Aziz Ençakar, Elif Derin, Nursena Soylu, Nimet İpek, Hasip Pektaş, Mehmet Arıkan ve Sami Arslan sunumlarıyla katkıda bulundu.

Bir kitabın hangi sebep ve yollarla mülk edinilebileceğini ve bunların izlerine dair sunumunu gerçekleştiren Kadir Turgut, bir kitabı mülk edinen kişinin kitabı “alet, kut, servet, sermaye, eşya ve yük” olarak gördüğünü belirtti. Elif Derin “Temellük Kayıtlarında Tertibin Anlamı” başlıklı sunumunda, hangi ifadelerin mülkiyeti ve maliki ifade ettiğini, malik dışındaki özneleri, öznesi olmayan kayıtları katılımcılara aktardı. İstanbul Üniversitesi’nden Aziz Ençakar, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’ndeki tasnif sisteminde yer alan Arapça yazmalarında yer alan temellük mühürlerini dinleyicilere aktardı. Şüphesiz ki temellük kayıtları malikine dair birçok fikir verir. Kişinin koleksiyonunda yer alan kitaplarla, ne zaman aldığı, eğer bulunuyorsa nerede satın aldığı, hangi yolla kitabı edindiği, eğer bir bürokrat yahut ilmiye mensubu biriyse hangi görevdeyken kitabı satın aldığına dair verdiği bilgilerle, arşiv belgelerinde ve kitabi kaynaklarda yer almayan bilgileri burada bulmak mümkündür. Bu bilgiler arşiv belgeleri ve kitabi kaynaklardaki bilgilerle birlikte daha iyi bir biyografi yazımını, entelektüel tarihe daha iyi bir katkı vermeyi mümkün kılacaktır. İşte bu örneklerden birisi Berat Açıl’ın editörlüğünde ortaya çıkarılan Carullah Efendi Kütüphanesi ve Derkenar Notları kitabıdır. Açıl, sunumunu Carullah Efendi'nin hayat hikayesinden örneklerle gerçekleştirdi. Osmanlı’da ilmiye sınıfı mensubu olan Carullah Efendi’nin temellük kayıtlarından, hangi dönemde nasıl temellük kaydı attığı, hangi ifadeleri kullandığı dinleyicilere aktarıldı. Benzerî diğer bir sunum ise Müstakim Arıcı ile Mehmet Arıkan'ın editörlüğünü üstlendikleri Taşköprüzâdeler ve İsamüddin Ahmed Efendi kitabında inşa edilen Taşköprüzâde Ahmed Efendi’nin biyografisi ve aile tarihi, aile koleksiyonunda yer alan kitaplardaki kayıtlar üzerine olmuştur. Aynı zamanda bu çalışmadan hareketle temellük kayıtlarından kimlere ait hangi kitapların olduğu tespit edilerek, Osmanlı’da bir ulema ailesinin kitap koleksiyonunun nasıl oluştuğu dinleyicilere aktarılmıştır. Bir başka sunumda Nimet İpek, mülkiyet kaydı ve mührü olan bir kitabın sonraki macerasına dair örnekleriyle atölye katılımcılarına anlattı. “Kimi Yok Etmeli” başlığı ile yapılan sunumda, sistematik olan ve olmayan şeklinde ikiye ayrılan temellük kayıtlarının, bir kitabın yeni bir sahip ile nasıl buluştuğunu aktardı. Sistematik bir şekilde kitapların vakıf kayıtlarının eskisinin yerine yenisinin nakşedildiğine dair örnek, I. Mahmud için hazırlanan eserlerin, III. Osman’ın padişah olmasıyla birlikte onun vakıf mührünün bulunduğu kitaplara konulmuştur. Sistematik olmayan mühür kapatma yöntemlerinde ise yine bir kitabın yeni bir malikinin olmasıyla açıklanabilmektedir.  Bir başka haftanın sunumunda M. Fatih Çalışır, Fazıl Ahmed Paşa Koleksiyonu özelinde temellük kayıtlarının tarih yazımına katkılarını ele aldı. Buradaki yöntem, kitapların müellifleri ve bu kitapları istiktab ettiren yahut sipariş eden hami arasındaki ilişkinin bulunmasıyla mümkün olmaktadır.

Uygulama haftalarında, atölye katılımcıları merkez tarafından belirlenmiş bazı kanonik kitaplar ve konular çerçevesinde sunumlar yaptılar. Dört uygulama haftasının ilkinde Zehra Kumru, Muhammet Resul İpek ve Şeyma Kaya tarafından Hacı Beşir Ağa koleksiyonunda yer alan temellük kayıtları incelendi. İkinci haftada Beyzanur Uyar, Hayrunnisa Keklik ve Meryem Takış tarafından, üç ekolün ana metinleri olan el-İşarat ve’t-TenbihatMiftahü’l-GaybTavâlî’u’l-Envâr gibi eserlerin maliklerine dair bilgiler  aktarıldı. Üçüncü haftada Nesibe Yazgan Uslu ve Yunus Aktı, Türkiye kütüphanelerinde bulunup Kahire’de istinsah edilmiş olanların mülkiyet kayıtlarını katılımcılara sundu. Son uygulama haftasında da Zeynep Akçora, Ümit Vural ve Eren Ertürkoğlu Tezkiretü’l-Evliya, Menakıbü’l-Arifin ve Nefehatü’l-Üns gibi tasavvuf yazmalarında temellük kayıtlarının yoğunluğu ve nasıl olduğuna dair edindikleri bilgileri dinleyicilere aktardılar.

Gittikçe daha iyi bir ivme kazanan yazma eser çalışmalarında önemli bir nokta olan temellük kayıtları, hem malikinin profilini yansıtması hem de kitabın yaşamış olduğu serüveni görmemiz açısından büyük bir önem arz etmektedir. Entelektüel tarihi anlama ve yazma noktasında bundan sonraki dönemlerde de önemini koruyarak, araştırmacılara eşsiz bilgiler sunacağı şüphesizdir. Yukarıda da bahsedildiği gibi bir bürokrat yahut ilmiye mensubu birinin edindiği kitapları ve bunları nasıl edindiğini temellük kayıtlarından takip etmek yer yer zor olsa da sağladığı verilerle yüzyıllar halinde ampirik incelemelerle farklı bir noktaya varacağı unutulmamalıdır.

 

Haber Metni: Yunus Aktı